Yaz aylarının başlaması , hava sıcaklığının artmasına ve vücuttan fazla miktarda su kaybedilmesine neden olmaktadır. Sıcaklıkların artmasıyla artan terle birlikte , sıvı ve mineral kaybı sonucu bayılma hissi , bulantı , baş dönmesi gibi sağlık problemleri görülebilir.

Terleme ile artan sıvı ve mineral kaybının önlenmesi için yeterli sıvı alınması gerekir. Yeterli sıvı alımı vücutta oluşan toksinlerin (zararlı öğeler) atılmasında , vücut fonksiyonlarının düzenli çalışmasında, metabolizma dengesinin sağlanmasında ve vücutta pek çok biyokimyasal reaksiyonun gerçekleşmesinde son derece önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle, her gün en az 2-2.5 litre (12-14 su bardağı) su içilmeli , kahve, çay ve gazlı içecekler yerine daha çok süt , ayran ve taze sıkılmış meyve suyu , bitki çayları gibi içecekler tercih edilmelidir.

Havaların ısınması ile birlikte ev dışında daha uzun süre kalınmaktadır. Özellikle hipertansiyon , diyabet , kalp – damar hastalığı gibi kronik rahatsızlığı olan bireylerin öğün atlamamaları , 3 ana öğünün yanı sıra 3 ara öğün almaları gerekir. Böylelikle bir sonraki öğünde hem yavaş hem de az yemek yenilmesi sağlanılarak kan şekeri dengelenmiş olur.

Yaz mevsiminde günlerin uzun olması nedeniyle daha çok yemek yenilmekte , özellikle geç saatlere kadar süren akşam yemeğinde yağlı ve ağır yemekler yenmesi vücut dengesini zorlayabilmektedir. Kalp krizi yaz döneminde daha fazla görülmektedir. Bu nedenle yemeklerde katı yağlar yerine sıvı yağlar tercih edilmelidir. Kızartma ve kavurma işlemlerinden kaçınılmalı ; haşlama , ızgara , buğulama veya fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Sonuçta 1 gram yağ 9 kkal. enerji vermektedir.

En çok tüketilen besinlerden birisi de tatlılardır. Dengeli beslenme çerçevesinde şeker ihtiyacı besinlerden doğal olarak karşılanmaktadır. ( Meyvelerdeki fruktuz, sütteki laktoz gibi..vs.) Tatlı yenildiği taktirde tüketim sıklığına ve miktarına dikkat etmek gerekir. Lokma ve tulumba gibi ağır tatlılar yerine; sütlü ve meyveli tatlıları ( dondurma, puding, sütlaç, komposto, meyve jölesi) tercih etmek daha sağlıklı olacaktır.

Yaz aylarında vücut direncini artırmak , vücuda yeterli miktarda vitamin ve mineral alınmasını sağlamak için sebze ve meyve tüketimi artırılmalıdır. Sebze ve meyve tüketimi ile kalp – damar hastalıkları , bazı kanser türleri , inme , diyabet , Alzheimer hastalığı , katarakt ve yaşla ilintili fonksiyonel kayıp riskinin azalması arasında kuvvetli bir ilişki vardır. Bu etkilerin sebze ve meyvelerin içerdiği diyet posası , folat, potasyum ve Beta – karoten , C vitamini, E vitamini gibi antioksidan etkinlik gösteren biyoaktif fitokimyasal bileşenlerden kaynaklandığı bilinmektedir. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü günde 5 – 9 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesini önermektedir.

Lifli posalı besinlerin şeker, kolesterol ve kan basıncı üzerine olumlu etkileri , kabızlığı önlemesi ve tok tutma özelliği vardır. Bu bağlamda kış mevsiminin vazgeçilmez yiyeceklerinden kuru baklagillerin yazın da haftada 2 – 3 kere tüketilmesi gerekir. Kepekli tahılların (esmer ekmek, bulgur, kepekli makarna / pirinç / erişte / un) ve sebze – meyvelerin tüketimine ağırlık verilmelidir.

Yeterli ve Dengeli beslenmenin yanı sıra mutlaka egzersiz yapılmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü en çok tempolu yürümeyi önermektedir. Bunun dışında ; jogging, bisiklete binme, yüzme , tenis , dans , aerobik , jimnastik tarzı kalbi çalıştıran sporlar da uygun görülmektedir. Haftanın 4 – 5 günü 40 – 50 dakika kadar egzersiz yapılması yeterli olacaktır.